11/12/2013
Okumak insanın
kişisel gelişimini sağlayan önemli etkenlerden biridir. İnsanın düşünce
yapısını, hayal dünyasını geliştirir; sözcük dağarcığını arttırır, insana bilgi
ve birikim kazandırır.
Kitaplar sayesinde bazen uçan bir halıya biner, bilmediğimiz diyarlara yolculuk
ederiz; yeni arkadaşlıklar kurar, bazen hüzünlerimizi bazen neşemizi bu yeni
arkadaşlarla paylaşır, hiç tanımadığımız evlere misafir oluruz. Tarihin
sayfalarında koşar adım dolaşır; destanlara, trajedilere tanıklık ederiz.
Geçmişin elem verici olaylarını değiştirmeye gücümüz yetmese de geleceğimizi
kitaplardan edindiğimiz tecrübelerle inşa ederiz.
Bunların hepsini yapmak kitaplarla, okumayla olur. Ancak Türk milleti olarak
nedense okumuyoruz. Yapılan araştırmalar bu gerçeği çok çarpıcı bir şekilde
ortaya koyuyor. Bir Japon yılda 25 kitap okuyor, bir İsveçli yılda 10 kitap
okuyor, bir Fransız yılda 7 kitap okuyor. Türkiyede ise 6 Türk,
yılda 1 kitap okuyor.
Peki, niçin az okuyoruz?
Millî Eğitim Bakanlığının 1993 yılında yaptırdığı bir ankete göre
insanımızın
okumama sebepleri oran olarak şöyledir:
1-Kitap okuma alışkanlığının olmaması: % 50,2
2-Yeterince zaman bulunamaması: % 16,6
3-Boş zamanlarında yoğun olması: % 10,6
4-Tv, video ve sinemanın tercih edilmesi: % 10,5
5-Kitap fiyatlarının yüksek olması: % 4,6
6-Dersleri sebebiyle okuyamama: % 3,4
7-Diğer sebepler: % 1,9
8-Cevap yok: % 2,27 7
Hâlbuki bilgi çağı içerisindeyken, eğer Türk toplumu dünya üzerinde iyi, güzel
bir yer edinmek istiyorsa, okumak, düşünmek ve buna bağlı olarak tartışmak,
sorgulamak ve eleştirmek ve bilim üretmek zorundadır. Ancak bunları
gerçekleştirdiği zaman gelişecek, çağdaşlaşacak ve yeryüzünde tekrar ecdadına
lâyık olduğu yeri alacaktır.
Şimdi, eğer yaradılış nedenini bilmek, üç boyutlu dünyanın dördüncü boyutunu
görmek, madde âleminden sıyrılıp manevi âleme ulaşmak; iyiliği, güzelliği,
doğruluğu keşfetmek istiyorsan okumalısın.Karanlığın ürkütücülüğünden,
ayazından kurtulup aydınlığın içini serinleten sahillerinde yürümek istiyorsan
okumalısın.